Yine küçük bir aradan sonra blog'u güncelleme zamanı... Ahhhh Berlin!!! Ne şehir.
Şimdi anlatayım size Berlin'de gördüklerimi yaptıklarımı. Berlin denen yer resmen sanata adanmış, çöplük gibi bir şehir. yaptığın herşey sanat adı altında katlanılabilir hale sokuluyor. Sıcaktan mı bunaldın? Çıkar donunu atletini, sokakta çıplak dolaş. küçük şaşırmalar dışında sokakta kimse yadırgamıyor. Elinde bir şişe ve çatal mı var, vur çatalı şişeye otur bir yere, tuttur ritmini, millet sana para versin... Sanat...
Neyse, ilginç bir şehir işte. Ben size
Alkışlarınızı duyar gibiyim... Ben de çok alkışladım Zeki'yi.. Neyse Zeki'yi övme işini bir yana bırakalım. Süper insan... Yeter..
Bütün bir haftayı Zeki'de kalarak geçirmedim tabii.
Şimdi nerede miyim? Belçika'nın Brüksel kentinin Leuven denen taraflarındayım... Bir çiftlikte. Burada biraz iş yapıp beleşe kalıp beleşe yiyoruz. Bayağı bir kişi var etrafta. Yaklaşık 20 kişiyiz. Her dilde konuşuluyor burada herkes birbirini anlar gibi davranıp bir bok anlamıyor. Çok eğlenceli oluyor bazen. Bazen de çok sıkıcı.
Neyse burasıyla ilgili şeyleri sonra yazarım sanırım...
Öpücükler...
nihayet döndün doğaya.. hadi bakalım.merakta da bırakma bizi ama yaz arada.öperim çok
ReplyDeletebugun hamur isi kizartip yarin bir reggae festivalinde satacaz.. Leuven yakinlarinda bir yerdeymis festival... cok sacma buralarda hayat :)
ReplyDeletekòy hayati.. kòylù milletin efendisidir...
ofis ciftcinin dostudur...
biz de adamı dünya turuna yolladık o kadar görkemli vedalar, partiler gitti bişi (bkz:pişi) (bkz:akıtma) yapıyo belçika'da..
ReplyDeleteolum ne güzel uçak yapıyoduk burda gel çabuk geri..
bi de ofis çiftçinin sadece dostu değildir, kara gün dostudur, lütfen :)
arkadas zibidi demis benim icin.
ReplyDeleteinanin kalbim tertemizdir.