Wednesday 4 August 2010

Berlin Anıları ve Yeni Yerleşim Yeri

Selam herkese,
Yine küçük bir aradan sonra blog'u güncelleme zamanı... Ahhhh Berlin!!! Ne şehir.
Şimdi anlatayım size Berlin'de gördüklerimi yaptıklarımı. Berlin denen yer resmen sanata adanmış, çöplük gibi bir şehir. yaptığın herşey sanat adı altında katlanılabilir hale sokuluyor. Sıcaktan mı bunaldın? Çıkar donunu atletini, sokakta çıplak dolaş. küçük şaşırmalar dışında sokakta kimse yadırgamıyor. Elinde bir şişe ve çatal mı var, vur çatalı şişeye otur bir yere, tuttur ritmini, millet sana para versin... Sanat...
Neyse, ilginç bir şehir işte. Ben size beni paşalar gibi ağırlayan arkadaşım Zeki'den bahsetmek istiyorum. Adam tam bir organizasyon adamı. Başın mı sıkıştı. Ara Zeki'yi çözüm bulsun. Süper bir şahıs kendisi. Süpersel stüdyomsu evinde ağırladı beni. Bisiklet kiraladık, şehirde küçük bir tur yaparak gerekli gereksiz tüm bilgileri verdi Zeki.
Alkışlarınızı duyar gibiyim... Ben de çok alkışladım Zeki'yi.. Neyse Zeki'yi övme işini bir yana bırakalım. Süper insan... Yeter..
Bütün bir haftayı Zeki'de kalarak geçirmedim tabii. İki yıl önce evimde ağırladığım bir arkadaşla karşılaştım Berlin'de. Bu yandaki zibidinin adı Barış... Kendisi bir yönetmen. Son filmi için Berlin'e gelmiş. Herif çok eğlenceli bir adam. Her akşam Berlin'de köprüye gidip içiyorduk falan falan.. Bunun arkadaşı var bir de, Marija. Sırp... Marija Belçika'daki çiftlikte çalışma işinden bahsetti.. Biz de gaza geldik Barış'la. Hadi dedik gidelim otostopla. Berlin-Brüksel... İki gün. Yukarıdaki fotoğrafta da Barış'la beni görüyorsunuz... Burada 5 saate yakın bekledik. Moraller bozuk falan... Neyse ki yakında bir Burger King vardı. Oraya yemeğe gittik 5 saat sonunda. Türk bir adamla tanıştık orada. Murat abiydi sanırım adı... Adam bizi çok şık bir yere bıraktı. Sonrası da çorap söküğü gibi geldi falan falan...
Şimdi nerede miyim? Belçika'nın Brüksel kentinin Leuven denen taraflarındayım... Bir çiftlikte. Burada biraz iş yapıp beleşe kalıp beleşe yiyoruz. Bayağı bir kişi var etrafta. Yaklaşık 20 kişiyiz. Her dilde konuşuluyor burada herkes birbirini anlar gibi davranıp bir bok anlamıyor. Çok eğlenceli oluyor bazen. Bazen de çok sıkıcı.
Neyse burasıyla ilgili şeyleri sonra yazarım sanırım...
Öpücükler...

4 comments:

  1. nihayet döndün doğaya.. hadi bakalım.merakta da bırakma bizi ama yaz arada.öperim çok

    ReplyDelete
  2. bugun hamur isi kizartip yarin bir reggae festivalinde satacaz.. Leuven yakinlarinda bir yerdeymis festival... cok sacma buralarda hayat :)
    kòy hayati.. kòylù milletin efendisidir...
    ofis ciftcinin dostudur...

    ReplyDelete
  3. biz de adamı dünya turuna yolladık o kadar görkemli vedalar, partiler gitti bişi (bkz:pişi) (bkz:akıtma) yapıyo belçika'da..

    olum ne güzel uçak yapıyoduk burda gel çabuk geri..

    bi de ofis çiftçinin sadece dostu değildir, kara gün dostudur, lütfen :)

    ReplyDelete
  4. arkadas zibidi demis benim icin.
    inanin kalbim tertemizdir.

    ReplyDelete