Sunday 22 August 2010

La Sorga

Selam herkese,
Biraz da, bir süredir yaşadığım yerden bahsedeyim size...
La Sorga...
Hemen söyleyeyim, bazı ilginç şeyler dışında burası gayet güzel bir yer. Geldiğimizin ikinci günü bir mağaraya gittik. Gizliden gizliye gecenin bir vakti, bir yerlerde bir mağara girişi bulduk. Kıyafetler falan giyildi. Aynen mağaraya hücum. Yaklaşık on kişi falandık. Bol bol içki içildi, kafalar güzel bir şekilde mağaraya geçiş yapıldı.

Bu sarı şık kıyafetin içindeki bebe benim...
Giymesi zor, çıkarması zor bir kıyafet. Mağaraya girmeden önce de demlendik biraz.




O kadar dar, o kadar sıkışık yerlerden geçtik ki, bir yandan çok korkutucu, diğer yandan, inanılmaz derecede de eğlenceliydi. Yandaki fotoğrafta, küçücük girişin içindeki eleman Çiko. Fotoğrafa gülümseyenler de Benjamin ve Thierry..

3-4 saat mağaralarda gezinerek zamanımızı geçirdik. Çok eğlenceliydi.

Buralarda hayat çok sakin geçiyor. Günde 4-5 saat çalışıp - çalışmak derken, öyle sabahın köründe kalkmaktan behsetmiyorum, kafana göre uyanınca millete yardım ediyorsun- akşam üzeri takılmacalar falan... İnsanlar iyi, sevecen, yardımsever...
Bir de anlatmam gereken bir şey var: Tuvalet işi
İşte, tuvalet diye tabir edilen yer burası. Büyük bir kovaya yapıyoruz yapacağımızı. Su yok, musluk yok...





Ama sıkı durun, bunlar sorun olmayabilir sizin için. Bir de şu yandaki durum var: (Türkçesi)
Komposto Tuvaletine Hoşgeldiniz.
Mümkünse, işemekten kaçının. İşiniz bitince, tuvalete bir kap odun talaşı atın...

Taharet musluğu.... Özledim seni...

Tek bir sorunum var. O da Türkçe konuşmayı özlüyorum bazen. Ya da şöyle diyeyim, bazen hakkaten konuşmayı özlüyorum. Çok az kişi İngilizce konuşuyor. (Tahmin edebileceğiniz gibi, kimse Türkçe konuşmuyor.) Bu da bazen can sıkıcı bir hal alıyor, konuşmayı seven bir adamın, hatta saçmalamalarıyla ünlü bir adamın hiç konuşamaması, saçmalama işini de İngilizce becerememesi, hakikaten de can sıkıcı olabiliyor.
Tek tesellim içki... Şaka lan şaka.. Ne içkisi... Hergün içiliyor burada ama teselli niteliğinde değil. Şaka lan... Ciddiyim..

Neyse güzel insanlar, bir kaç gündür hasta gibiydim. Hatta dün bir kusma olayı yaşadım. Ama akşamında çok iyiydi durumum.. Korkacak bir şey yok.

Bir kaç gündür sorguluyorum kendimi: Böyle bir yolculuğa çıkmakla hata mı ettim?
Bunun üzerine çok düşündüm. Düşündüm, düşündüm, düşündüm... Ve şöyle bir sonuca vardım:
Bence çok iyi etmişim. Gayet keyifli, sorunsuz, sıkıntısız bir hayat yaşıyorum. Ve işin en güzel tarafı, istediğim an istediğimi yapabiliyorum. Hiçbir bağım yok, hiçbir yerle...
Bu da beni bir hayli motive ediyor açıkçası... Bir hafta kadar daha buralardayım... Sonra da istediğim bir ara kaçacağım. Yolculuğa devam...

Öpücükler...

4 comments:

  1. Kurban olduğum :)
    saçmalamalarını en çok biz özlüyoruz sanırım. hatta geçenlerde bizimkilere seninle birlikte yaptığımız "uzaktan duyulan feyza konuşması" taklidi yapmaya çalıştım, ama sensiz sönük kaldı :)
    ama daha vakit çok, sen şimdi malzeme toplamasyona devam

    ReplyDelete
  2. Şunu söylemeyi unutmuşum: Dün sabah odamda, tavanda iki tane minicik fare gördüm...
    Bu da kayıtlara geçsin lütfen.

    Hayvanları seviyoruz ama...

    ReplyDelete
  3. kurban oluruuum.. sen biraz sessiz sakin dinle kafanı gelince bir ömürlük anlatacak hikayen olacak =) muhtemelen susmak isteyip de susamayacaksın :P

    hem biz de özlüyoruz ki buralarda sesini..
    hadi bakalım yüzeysellikle dolu bünyemi duygu fırtınalarına sokma..

    öperim çok..

    ReplyDelete
  4. Tuvaletle ilgili çok sıkıntın varsa sana bir abi tavsiyesi: Montla sıç..

    ReplyDelete