Wednesday 14 July 2010

Arnavutluk

Bu ülkeyi başlı başına ayrı bir post yaptım. Anlatacak çok şey var çünkü... Ama çok da iyi şeyler değil..

Birincisi... Eğer ki Arnavutluk'u ziyaret edeyim, diyorsanız, etmeyin. Gerçekten etmeyin. Hayatımda bu kadar çapulcu, hırsız bir halk görmedim.

Otostop çekiyorsun para istiyorlar. Soru soruyorsun para istiyorlar. Ne fakirmişsiniz be arkadaş... Bi yerde dolanıyorsun, sırtında koca çantayı görünce, normal arabalardan bile sana sesleniyorlar "taksi!" diye. Manyak mısın be arkadaş? Sana ne!

Neyse, yolda İrlanda asıllı, Kanadalı ve 12 yıldır Çin'de yaşayan biriyle tanıştım. Kafa karıştıcı değil mi? David miydi neydi adı, hatırlamıyorum tam. Yolculukta o kadar çok kişiyle tanışıyorum ki, hepsinin adını hatırlamak bazen zor olabiliyor.
Neyse, bu adamı da kandırdım otostopla Elbasani'ye kadar yol aldık. Tabii ki para istedi sürücü.. Sağolsun David karşıladı.

En sonunda David'le Tiran'a vardık bir şekilde... Burası David'i son gördüğüm yerdi.

Şimdi sıra Tiran'dan Karadağ sınırına ulaşmaktaydı. Bir kaç Euro'ya biriyle anlaştım. Beni sınırdaki köye kadar bıraktı.

Oradan bir sonraki köye yandaki resimdeki avukat götürdü beni. Adama "Param yok yalnız" dedim.
"Sorun değil" dedi, şaşırttı beni. Meğersem adam avukatmış.. Paraya da ihtiyacı yokmuş.




Bıraktığı yerde Alben (resimde ortadaki) diye biriyle tanıştım. Türk olduğumu söyledim. Bu adam da Türkiye'de çalışmış daha önce. Beni kahve içmeye davet etti. Bi kafede arkadaşlarıyla beraber kahve içtik. Sonra da, sağolsun, beni sınıra kadar bıraktılar.

Asıl sorunu sınırdan çıkarken yaşadım. Görevliye pasaportumu verdim. Adam evirdi çevirdi, baktı, baktı. "Problem" dedi. Dedim ki "Sorun ne?". Tek bir cevap alıyordum adamdan: Problem...
Otel rezervasyonun yok, diyor, yok efendim neyle yolculuk edeceksin Karadağ'da diyor. Ne pislikmişsiniz be arkadaş! Sana ne? Bu Kardağ'ın sorunu senin değil ki... Ülkenden çıkıyorum. Bırak gideyim... Yarım saat uğraştırdıktan sonra "Coffee money" dedi adam, Rüşvet istiyor pislik. Neyse, cebimde 2-3 Euro'ya karşılık gelen Arnavutluk parası vardı verdim. Önce bi kabul etmedi. "Bu ne?" dedi... Elimdeki paranın bu kadardan ibaret olduğunu, başka hiç bir şeyimin olmadığını söyledim de anca "tamam" dedi..

Eğer ki Arnavutluk'a gitmek gibi bir planınız olursa- ki neden olsun?- sakın ola gitmeyin, derim ben.

1 comment:

  1. konalicim,
    kurban olduğum,

    şu toplu fotoğrafta iri kemikli kadınlar gibi çıkmışsın, bilmediğimiz, postuna yazamadığın bişey olmadı di mi?

    süzer's

    ReplyDelete