Sunday 18 July 2010

Lozan Sonrası, Berlin Öncesi


Sabah 10 gibi ben yine yollara düştüm. Amaç, bir günde (geçen cuma) Berlin'de olmaktı. Tahmin edebileceğiniz gibi, bir günde 1000 km'lik yolu gitmek, hem de otostopla, çok da kolay olmuyormuş. Zürih yakınlarında bir yerde, nerede olduğunu dahi bilmiyorum, gecenin bir vakti aniden yağmur bastırdı. Gençler, çadırımı ikinci kez yağmur testine tabi tuttum, hem de kendimi de test ederek. Yağmur altında bir çadırı kurmak ne kadar zormuş bunu gördüm. Karanlıkta ve sağanak altında, yumurta göte sıkışınca, inanın, iki dakikada kurabiliyormuşsun. Neyse, hemen çantaları ve kendimi içine attım. Geceyi netbookum'la, Dr House'tan 3 bölüm izleyerek geçirdim. Sonra yağmur şıpırtılarıyla uykuya dalmışım.

Uyanışın ardından, istikamet Almanya sınırıydı ve ben "Akşam Berlin'de olmalıyım" parolasıyla yola çıktım. İşin ilginci, yine olamadım. Bir oraya git, bir buraya, iki saat beklemeler, otobanda otostop çekemezsinler falan, sizi yormayacam gereksiz ayrıntılarla, en sonunda adını bilmediğim, neresi olduğundan haberim olmayan yerlerde otostop çekerken buldum kendimi çoğu kez. Bu yolculuklar sırasında, yeni yeni insanlar tanıdım, teyzelerle, amcalarla, küçücük ufacık bebişlerle yolculuk ettim. Avrupa'nın en büyük şelalesini gördüm, falan falan.









Bunlar da çok önemli değil, aslında... Şimdi size belki de adını bile hiç duymadığınız bir şehirden bahsedeceğim. Ve tanıştığım inanılmaz insanlardan...
Şehrimizin adı Würzburg... Daha önce duymamıştınız değil mi? Şahsen ben duymamıştım. Kenarından, köşesinden geçeceğim bir şehirdi haritada. Ne mi oldu? Neden mi benim için bu kadar önemli bu şehir? Anlatayım...
Yandaki karede gördüğünüz arkadaşlar, iki kuzen. Canlarım benim. Bu arkadaşlar Würzburg'a bir konser için gidiyorlarmışmış. Ne konseri mi?
Onu da söyleyeyim... Mark Knopfler... Kim mi? Dire Straits'in solisti ve gitaristi.. Sultans of Swing var ya, onu çalan ve söyleyen adam... Müzik duayenlerince bir gitar ilahı...
Bilmeyenler için:
http://en.wikipedia.org/wiki/Mark_Knopfler

Neyse, bunların fazladan bir bileti varmış. Beni de davet ettiler... Aynen kabul ettim.
Tekrar ediyorum: Kim demiş otostop çekmek tehlikeli diye? Bu konser benim için mükemmlel bir sürpriz oldu. İnanılmaz bir şey.
Kuzenlerinin evine gittik bileti almak için. Tüm aile oradaydı. Müthiş bir aile. Neşeli, sevecen, iyiliksever, dost canlısı...
Biz bunlarla, hepberaber konsere gittik... Ve evet, Mark Knopfler harikaydı. Tam anlamıyla muhteşemdi.
Bu inanılmaz bir şans, müthiş bir sürprizdi benim için... Canlarım benim.. Süper insanlarala süper bir konser... (Resmin üzerine tıklarsanız resmi daha büyük görebilirsiniz. Ortadaki oturarak çalan adam Mark Knopfler)
Bu günün gecesinde, tren istasyonunda yatma durumunda kaldım. Meğersem bebelerin de kalacak yeri yokmuş, otelde kalacaklarmış... Sorun değil... Kapalı bir yer olduktan sonra heryerde uyuyabilirim...

3 comments:

  1. konalicim nerde olursan ol unutma ki
    ofis çiftçinin.. nasıldı o?

    ReplyDelete
  2. ...ofis çiftçinin karagün dostudur...
    eyyyyooooooo ofisten arkadaşlar...
    bu arada gençlik, berlin inanılmaz bir şehir.. hepsini anlatacam...

    ReplyDelete
  3. asıl ben beraber ve solo sohbetleri aradım bugün senin hakkında konuştuk..

    ben de hepsini anlatıcam ama araman lazım böyle yazıyla olmaz..

    "ofis çiftçinin karabük dostudur"

    :)

    ReplyDelete